LİTTLE FOREST
Çok sakin, huzurlu, dingin bir Kore filmi önerisiyle geldim. İzlediğimde sanki sessiz vlog izliyormuşum hissine kapıldığım ve bana huzur veren bir film oldu. Çok aksiyonlu bol olaylı entrikalı şeyler seviyorsanız bu pek size göre değil. Ama ben kafamdaki düşünceleri atabileceğim ve gerim gerim gerilmeden sükunetle izleyebildiğim şeyleri seviyorum.
Gelelim konusuna. Başrol kızımız - Kim Tae Ri- kendisini Mr. Sunshine dizisinden beri çok severim. Bana doğal gelen nadir Koreli oyunculardan. O yüzden filmi daha doğrusu Kim Te Ri'yi ayıla bayıla izledim ne yalan söyliyeyim. Zaten doğada çekilen film, bu ambiyansa da Kim Tae Ri'den başkası bu kadar güzel olmazmış bence. Filmde annesi kızımızı ansızın terk edince, kızımız kızıp köy evlerine geliyor ve burada bir hayat kuruyor. Filmde sürekli yemek yapıyor ve çok güzel yiyor - dikkat iştah açıcı uyarısı-. Hatta filmin büyük bir çoğunluğunu kaplıyor bu sahneler.
Ama aslında bunun sebebinin, bilinçaltında sürekli annesiyle bir yarış halinde hissetmesinden dolayı olduğunu anlıyoruz. Annesine dair hatırladığı anıların sanırım hepsinde ya yemek yapıyor, ya ona öğretiyor, ya da yiyordu. Hep sıradışılığın peşinden koşmuş bir kadın. Ama kendisini terk ettiğinden dolayı annesine çok kızgın olduğu için de intikamını ondan daha da güzel yemek yaparak alacağına inanıyor. Bu yüzden hiç durmadan çabalıyor. Bir yandan köy işlerinin de, ekip-biçme, ordaki yaşama ayak uydurma vs. de üstesinden geliyor.
2 arkadaşı var. Çiftçi olan çocuğun olgunluğunu çok sevdim açıkçası. Çiftçiliği sevmesi, kendini bu işi yaparken özgür hissettiğini ve meyvelerin büyürken yaşadığı heyecanı ifade edişi vs. çok güzeldi. Başrol kızımızla da aralarındaki ilişki çok softtu, öyle vıcık vıcık değil de, olması gerektiği gibi, hayatın akışı gibiydi.
Yorumlar
Yorum Gönder